Hakem Heyeti kararı mahkeme kararı ile aynı güçte mi? Tüketici Hakem Heyetleri, tüketici işlemlerinden kaynaklanan ve belli bir parasal meblağın altında kalan uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla kurulan heyetlerdir. Tüketici mahkemelerinden daha hızlı olması, masrafsız olması en büyük avantajıdır. Ancak bazen bir davaya nazaran daha kapsamsız bir inceleme yapılabilmekte, bu da eksisi sayılabilir. ( Bu tüketici hakem heyetlerinin başarısızlığından değil, bazı delilleri toplamasının ve değerlendirebilmesinin mümkün olamayışındandır. ) Tüketici hakem heyetine başvuru e-devlet üzerinden yapılabilmektedir. Fiziken yapılacaksa, ister il tüketici hakem heyetine ister ilçe tüketici hakem heyetine gidilerek, başvuru formu doldurularak, ekine ekler eklenerek yapılabilir. Form olan yerde form doldurulması en iyisidir, ancak forma ulaşılamadıysa, form şekline ve içeriğine uyularak bir dilekçeyle de başvurulabilir. Başvuruda tüketicinin yerleşim yeri veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki hakem heyetleri yetkilidir. O yerlerde ilde de ilçede de tüketici hakem heyetinin bulunmaması halinde başvuru dilekçesi yetkili tüketici hakem heyetine iletilmek üzere kaymakamlıklara da verilebilir. Kişiler kendileri yapabilir, ancak kendilerini ifade etmekte, elindeki delilleri ve haklı yönlerini vurgulamakta zorlanıyorlarsa elbette bir avukata vekalet vererek başvurmaları kendi yararlarınadır. Hakem heyeti kararları da tıpkı mahkeme kararları gibi icraya konabilir. Dolayısıyla lehinize bir hakem heyeti kararı çıktığında, karar verilen şeyin yapılmasını nasıl yerine getireceksiniz? İcra yolu ile. Bir vatandaş olarak icra dairelerinde işlem yapabilmeniz imkansıza yakındır, iş yükü bakımından adliyelerin en kaotik yerleridir ve sistem üzerinden e-imza ile müdahaleler yapılmadan işlerin yürütülmesi neredeyse imkansızdır. Hakem heyeti başvurusu aşamasını avukatınızla beraber yapmanızı öneriyorum, ancak diyelim ki tek başınıza yaptınız, lehe çıkan kararın icrası aşamasında kesinlikle avukatla ilerleyin. Birinci sebebi, icra dosyalarında hatalı işlemlerin, eksik hacizlerin, usülsüz tebligatların çok masraflı sonuçları olabiliyor, bazılarında geri dönüş de olmayabiliyor. İkinci sebebi de, icra dosyası ile fiziki olarak uğraşırken büyük ihtimalle hayattan soğursunuz. Kendinize bu kötülüğü yapmayın. Bir hakem heyeti kararında itiraz süresi itiraz edilmeden geçtikten, yani karar kesinleştikten sonra, artık o karar açılabilecek başka davalarda kesin delil niteliğindedir. Hakem heyeti kararları birçok yönden mahkeme kararına benzerler. Ancak bazı yönlerden daha zayıftırlar. Örneğin hakem heyeti kararlarının denetimi, mahkemelerce yapılmaktadır. Bunun tersi mümkün değildir. Bir tüketici hakem heyeti kararına karşı taraflar heyet kararının tebliğinden itibaren 15 gün içinde mahkemeye itiraz edebilirler. Ayrıca, hakem heyeti kararları, mahkeme kararları gibi kesin hüküm oluşturmaz. Kesin hüküm oluşturmak şu demek; tüketici hakem heyetine başvurulunca artık mahkemede aynı konuda başka bir dava açılamaz gibi bir durum yoktur. Bir konuda verilmiş bir hakem heyeti kararı bulunsa dahi, eğer uyuşmazlık tüketici mahkemesinde dava açma şartlarını sağlayan bir uyuşmazlıksa (miktar bakımından) tüketici mahkemesinde dava açılabilir. Ancak davalarda verilen kararların ise kesin hüküm etkisi vardır. Bir konuda bir mahkeme tarafından bir karar verilmiş ve kesinleşmişse, artık bu bir kesin hükümdür ve aynı konuda aynı taraflar arasında tekrar bir dava açılamaz. Tüm bu örneklerden de anlaşılacağı üzere, mahkeme kararıyla tamamen aynı nitelikte değillerdir, ancak benzer yönleri çoktur. Tüketici hakem heyetlerine başvurma sınırı, başka deyişle tüketici mahkemesinde dava açabilme sınırı, 1 Ekim 2022"de değişti Tüketici Hakem Heyetlerinde bir parasal sınır vardır, mahkemelerden en büyük farkı budur. Tüketici hakem heyetleri bu parasal meblağın altındaki uyuşmazlıkları çözüme kavuşturabilir, daha yüksek meblağlı uyuşmazlıklar için mahkemelere başvurmak şarttır. 1 Ekim 2022"den itibaren geçerli olmak üzere, tüketici hakem heyetlerine başvurularda parasal limit 15 bin 430 liradan 30 bin liraya yükseltilmiştir. Bu miktar üstü uyuşmazlıklar için tüketici mahkemelerinde dava açılmak zorundadır. (Meslektaşlara yönelik teknik notlar olarak şunları belirtebilirim; parasal sınır, Tüketici Mahkemelerinde açılacak bazı davalarda yoktur. Örneğin menfi tespit, istirdat ve itirazın iptali gibi davalarda miktar gözetilmez, hakem heyetine başvuruya elverişli olmayan bu davalarda direkt Tüketici Mahkemesinde dava açılması gerektiğinden 73/A gereği doğrudan arabuluculuğa başvurulur. Peki, Tüketici Mahkemesinde açılacak bir belirsiz alacak davasında , inceleme sonucunda belirli hale getirilecek değerin dava sınırı olan 30 bin TL"nin üstünde olacağı aşikar iken, adı üstünde alacak davanın başında henüz belirsiz olduğundan, harca esas değer parasal limitin altında gösterilebilir mi? Gösterilirse, tüketici mahkemesince dava dilekçesinde belirtilen dava değeri, belirsiz alacak olarak açılmış olsa bile, hakem heyeti sınırının altında olduğundan dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilebilir mi? Yargıtay uygulamasına göre ne yazık ki edilebilir... Dolayısıyla mevcut uygulamada dava belirsiz alacak olarak açılsa dahi, dava dilekçesindeki temsili dava değeri sınırın üstünde olmak zorundadır.) 1 Ekim 2022"de getirilen diğer güzel değişiklikler de, belge eksiği olması durumuna ve kararda eksik bulunması durumunda kararın tamamlanmasına dair yapılmıştır. Tüketici hakem heyetine yapılan bir başvuruda bulunması gereken zorunlu bilgilerde eksiklik ya da tutarsızlık bulunması durumunda, heyet tarafından hemen red kararı verilemeyecek, önce 7 gün süre verilmek suretiyle başvuru sahibinden ek bilgi veya belge istenecek, sunulmaz ise red kararı verilebilecektir. Ayrıca verilen kararda taleplerden biri veya birkaçına dair olumlu ya da olumsuz hiç değerlendirme bulunmaması gibi bir eksik bulunması halinde, taraflardan her biri kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde, başvurusunda yer alan ancak hakkında hiç karar verilmeyen talepleriyle ilgili olarak kararın tekrar gözden geçirilmesini ve tamamlanmasını isteyebilecektir. Bu belge eksiği durumunda süre verme ve kararın tamamlanması hakkındaki değişiklikler 1 Ocak 2023"ten itibaren yürürlüğe girecektir. Parasal limite dair değişiklik ise 1 Ekim 2022"de yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Tüketici mahkemelerine başvurmada arabuluculuk zorunluluğu Burada şunu da unutmamak lazım tabi, doğrudan dava da açılamıyor, aşamalıdır. 28 Temmuz 2020 "den beri Tüketici Mahkemelerinde dava açma konusunda zorunlu arabuluculuk getirilmiştir. Yani ilk arabuluculuğa başvurulacak, sonuçlandırılacak, sonra dava açılacak. Arabuluculuğa başvurmadan dava açılamaz, açılırsa reddolunur. (Taşınmazın aynından doğan davalar gibi yasada belirtilen bazı istisnai durumlar hariçtir.) Tüketici hukukundaki tüketiciyi koruyan değişiklikler hep olsun. Dürüst satıcıların ve hizmet sunanların bol olduğu, tüketicilerin canlarının sıkılmadığı, hak arama yollarının tıkanmadığı günlere…